elbirligi_mulkiyeti

Elbirliği Mülkiyeti (İştirak Mülkiyeti)

Elbirliği mülkiyeti, ortak mülkiyetin bir türü olarak Türk Medeni Kanununun 701. Maddesinde düzenlenmiştir.

Elbirliği mülkiyeti, Türk Medeni Kanununun 701. Maddesinde şu şekilde tanımlanıyor. “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”

Elbirliği mülkiyetinde mal sahipliği ya da miras yoluyla elde edilen mülk paylara bölünmemektedir. Böylece malikler arasında paydaşlık değil, ortaklık söz konusu olmaktadır. Kanununun 701. Maddesine göre ortakların hakkı mülkün belli bir payına değil, tamamına ilişkindir.

TMK’na göre elbirliği mülkiyette mala ortak olan kişilerin hakları ve yükümlülükleri, ortaklığın oluşmasını sağlayan kanunlar ve sözleşme maddeleri ile belirlenir. Bu mülkiyet çeşidinde mala ortak olan kişiler ortaklığın oluşmasını sağlayan sözleşme devam ettiği sürece diğer ortakların onayı olmadan söz konusu malın üzerinde hiçbir şekilde tasarrufta bulunamaz. Çünkü elbirliği mülkiyetinde ortaklık mal üzerindeki payda değil, malın tamamındadır.

ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ İLE PAYLI MÜLKİYET FARKI NEDİR?

Medeni Kanun Paylı Mülkiyeti tarif etmemiştir. Medeni Kanunun 688. maddesinin ilk fıkrasına göre ” Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir.”

Başka türlü belirlenmedikçe, paylar eşit sayılır.

Elbirliği mülkiyetinde Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekiyor. Ancak paylı mülkiyette paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.

Bugün İsviçre-Türk hukukuna hakim olan görüş, paylı mülkiyete konu eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı olduğu ve bu tek mülkiyet hakkına bütün paydaşların hepsinin sahip olduğu yönündedir. Mülkiyet hakkı, paydaşlar arasında bölünmemiştir.

Bölünen sadece, mülkiyeti oluşturan yetkilerden “bölünebilir” olanlardır. Bölünebilen yetkiler, pay oranında paydaşlarca tek başına kullanılabilir. Bölünemez nitelikte olanlar ise tek başına kullanılamaz. Bunların kullanılması için birlikte karar alınması gerekir.

Özetlersek, paylı mülkiyette;

  1. Tek bir mülkiyet hakkı vardır.
  2. Tek mülkiyet hakkı, birden çok kişiye aittir. Birden çok kişinin oluşturduğu bu birliğe, paylı mülkiyet birliği Tüzel kişiliği yoktur.
  3. Birden çok kişi, söz konusu mülkiyetin bir payına (hissesine) sahiptir. Bu sebeple paylı mülkiyete doktrinde paylı ortaklık da denir.

Elbirliği Mülkiyetinde Ortakların Durumu

Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir (MK. md. 702/1). Elbirliği mülkiyette ortaklardan hiçbiri sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece diğerlerinin onayı olmadan mülkiyetin konusu olan malın tümü veya bir payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. Çünkü mülkiyetin bu çeşidinde ortakların hakkı belli bir paya değil, malın tamamına ilişkindir.

Medeni Kanunun 702. maddesinin ikinci fıkrası (743 sayılı Kanun md. 630/2), “Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir.” şeklindedir.

Maddeye yeni bir (dördüncü) fıkra eklenmiştir. Bu yeni fıkra ile ortaklardan her birinin, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği, bu korumadan da bütün ortakların yararlanacağı kabul edilmiştir. Yeni eklenen bu fıkra ile uygulamada duyulan ihtiyaç karşılanmakta, eski kanun karşısında içtihatlar ile çözülmesinde güçlük çekilen bir sorun giderilmekte, elbirliği mülkiyeti kurumuna yöneltilen eleştirilerin en önemlisini giderecek bir hüküm kabul edilmektedir. Elbirliği mülkiyeti ortaklardan her biri ortaklığa giren hakları dava yolu ile veya diğer yollarla koruma yetkisine sahip olacaktır. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır, fakat davacının davasını kaybetmesi diğer ortakların haklarını etkilemez

Elbirliği Mülkiyeti Paylı Mülkiyete Nasıl Çevrilir?

Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile ilgili esaslar Medeni Kanun kapsamında Madde 644’te açıklanmaktadır.

MADDE 644’e göre; Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hâkimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir. Terekeye dahil diğer hakların ve alacakların paylar oranında bölünmesi hususunda da yukarıdaki hükümler uygulanır.

Elbirliği Mülkiyeti Hangi Hallerde Sona Erer?

Medeni Kanunun 703. maddesi (743 sayılı Kanun md. 631), ”Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer.

Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır.” şeklindedir.

Devir: Elbirliği halinde tasarruf edilen mal, bütün ortakların oybirliğiyle devredilebilir.

Topluluğun dağılması: Ortaklar arasındaki kişisel ilişkinin ortadan kalkması, elbirliği mülkiyetin sona ermesinin diğer bir sebebidir (Örneğin, mal ortaklığı rejimini kabul eden eşlerden birinin ölümü veya boşanmaları, adi şirketlerde ortaklık amacının ortadan kalkması gibi). Ancak bu sebeplerin varlığı, elbirliği mülkiyetinin kendiliğinden sona ermesi demek değildir. Bu, ortakların dağılmayı istemelerinin sebebini oluşturmaktadır.

Paylı mülkiyete geçilmesi: Ortakların miras yoluyla kendilerine kalan malları, elbirliği mülkiyetinden çıkarılarak kanuni paylarının gösterilmesini, yani paylı mülkiyet esaslarına göre paylarının belli edilmesini sulh hakiminden istemeleri ve mahkeme kararı veya oybirliğiyle paylı mülkiyete geçilmesi durumlarında söz konusu olur.

Pay, esasen bir mal değil, bir haktır. Bununla birlikte Medeni Kanun, taşınmaz mülkiyetindeki payı, bazı istisnalar dışında, taşınmaz hükümlerine tabi tutmuştur.